Ülkemiz geçmişten gelen çarpık yapılaşma ve kentleşme alışkanlığı, zayıf binalar, deprem gerçeği ve olası afetler nedeniyle oldukça savunmasız bir haldedir. Kentsel dönüşüm de işte bu savunmasız hale çözüm getirmek için riskli alanların ve binaların yeniden yapılandırılmasıdır.
Esasen, kentsel dönüşüm 6306 sayılı Afet Riskli Yapıların Yenilenmesi Hakkında Kanundur. Kanun Türkiye’nin her yerinde ve bölgesinde eski, ekonomik ömrünü tamamlamış, yıkıldı - yıkılacak durumdaki evleri, kanun kapsamında devletin sağlamış olduğu yapım kredisi, kira yardımı, belediye harç - vergi avantajlarını da kullanarak yeniden yapılabilmesinin önünü açar. Böylece, binaların yenileşmesi ve günümüz teknolojisiyle birleşerek sağlıklı hale gelmesi mümkün olur.
Kentsel dönüşümden iskanlı, kat irtifaklı binalar ile arsa tapulu kaçak binalar, gecekondular da yararlanabilmektedir.
Kentsel dönüşüm kimilerine göre olumlu kimilerine göre ise olumsuz değerlendirilir. Bu değerlendirmede, kentsel dönüşümün nasıl yürütüldüğünün önemi büyüktür.
Kentsel dönüşümün olumsuz değerlendirilmesinde en önemli faktör, oldukça karmaşık bir süreç olmasıdır. Birçok kişi mevcut yapıları yıkıldıktan sonra yaşanacak süreç ve arsa payı gibi hesaplamaları karışık bulmaktadır.
Ancak kentsel dönüşüm süreç doğru yürütüldüğünde birçok avantaj sağlamaktadır:
Kentsel dönüşüme katılan yapılar için belediye harçlarından, noter masraflarından ve tapu harçlarından muafiyet söz konusudur,
Kentsel dönüşüm kapsamında daire ve işyeri satışındaki KDV oranı yüzde 1’dir,
Riskli yapıların tespit edilmesi,
Kentteki sorunlu alanları ve binaları daha yaşanabilir ve sağlıklı hale getirmek,
Ekonomik ömrünü tamamlamış binaların değerini günümüz standartlarına getirmek,
Çarpık yapılaşmanın önüne geçmek,
Geçici konut,
İşyeri tahsisi,
Kira yardımı,
Faiz desteği,
Tespit ve yıkım kredileri.